Karahantepe’de heykel penisi tartışması: Kapatmadık koruduk
Fatma Keber
URFA – Urfa Karahantepe’de geçtiğimiz aylarda 12 bin yıl öncesine tarihlenen 2,3 metre büyüklüğünde insan heykeli bulundu. Heykelin keşfi gündem olurken Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın paylaşımları ile TRT ve AA’nın haberlerinde heykelin penis gösterilmedi. Görüntülerin yayınlanmaması sansür tartışmalarına yol açtı.
Heykel, Yunan heykellerinin aksine büyük penisi olan bir figürü gösteriyordu. Heykel bu tartışmaların arkasından şimdi de dikdörtgen bir kutuya kondu. Bu durumda yine benzer bir tartışmaya yol açtı. Sosyal medyada birçok kullanıcı dikdörtgen kutuya konan heykelin penis görüntüsü yüzünden kapatıldığını iddia etti.
Yapılan paylaşımlarda, “Namahrem var”, “Keşke bir şort giydirselerdi” gibi yorumlar yapıldı. Ancak arkeologlar açık havada bulunan heykelin yağmurlar ve diğer hava koşullarından korumak amacıyla kapatıldığını söylediler.
Söz konusu iddialara ilişkin ulaştığımız Şanlıurfa İl Kültür Turizm Müdürlüğü yetkilisi heykeli korumak için böyle bir yola gittiklerini söyledi. İsmini vermek istemeyen yetkili bu uygulamanın binlerce yıl öncesinden kalan bu buluntuları korumak için ilk önlem olduğunu belirtti.
‘HASSAS MALZEMEDEN YAPILDIĞI İÇİN YAĞMURDAN ETKİLENİR’
Yetkili konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bulunan heykel kireç taşından yapılmış, yağmurdan etkilenme özelliği var. Bu nedenle korumamız gerekiyordu. Göbeklitepe’de daha öncesinde leopar heykeli vardı o da kapatılmıştı. Üzerlerine çatı yapıldıktan sonra açıldı. Burada da üzerlerine bir çatı yapılırsa üstünü kapatıp korumaya almamıza gerek kalmaz. Bunlar hassas malzemeler bunların üstünü açık bırakırsanız yağmur veya su değdiği zaman kusma yapar, kapkara olur.”
İddiaları reddeden yetkili “Yani biz eğer saklayacaktıysak hiç çıkarmazdık heykeli. Seviyenin bu kadar düştüğünü sosyal medyada görebiliyoruz. Artık bizler cevap vermek istemiyoruz. Yani bu kadar komik bir şey olabilir mi? Trajikomik bulduğumuz, güldüğümüz bir durum” dedi.
‘ARKEOLOJİK KAZILARI ESERLER İLE BİRLİKTE YERİNDE KORUMAYI TERCİH ETTİK’
Göbeklitepe ve Karahantepe’nin Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul ise “Genelde arkeolojik eserler müzeye taşınır. Ama Karahantepe anıtsal yapıların olduğu bir yer olarak karşımıza çıktı. Bu durumda yeni bir strateji belirlemek zorundayız. Göbeklitepe’de olduğu gibi Karahantepe’de de arkeolojik kazıları eserler ile birlikte yerinde korumak gibi bir yolu tercih ettik” dedi.
“Kazı süreci bir günde olacak bir şey değil. Ona göre çatı projesini hazırlanması, çatının ayaklarının yerlerini yerleştirilmesi, çatının finansmanı çok meşakkatli bir iş” diyen Karul, “Önümüzde iki tane seçenek vardı. Müzeye kaldırabilirdik müzedeki heykellerden biri olacaktı ya da burada kalacaktı. Özellikle vurgulayayım sözünü ettiğimiz yapının çok küçük bir bölümünü kazdık, geri kalan kısmı gelecek sezon kazılmaya devam edecek. Bir-iki yıl içerisinde bitmesi çok mümkün görünmüyor.”
‘HEYKELİ KORUYACAK BİR YOL ARADIK’
Heykelin özgün konumunda kalmasının daha akıllıca bulduklarını ifade eden Karul “Bu fikir bakanlık tarafından da kabul gördü. Dolayısıyla bu süre içerisinde heykelin bulunduğu yerde hava şartlarından korumanın yolunu bulmamız gerekiyordu. Bunun için de heykeli hem hava alacak hem de dış etkenlerden koruyacak bir yol aradık. Bunun üzerine de yağmur geçirmeyen üzeri film kaplı bir malzeme ile kalıba aldık biz bunu” diye konuştu.
‘BAŞKA HEYKELLER DE BULUNABİLİR’
Kazılar başlayınca heykelin üstünün tekrar açılacağını aktaran Karul “Alanın geri kalanını kazdığımız zaman potansiyel başka heykellerin de bulunabileceğini baz alarak onu yerinde tuttuk. Ayrıca ilkel restorasyonu da daha bitmedi onun içerisinde biz bine yakın küçük taş parçası topladık” diye konuştu.