Kadının tiroit hormonlarının bozulduğunu ifade eden Bodur, şöyle devam etti:
“Hastamız öncelikle endokrinoloji bölümüne yönlendirildi. Yaklaşık 2 aylık tedaviden sonra ameliyata uygun hale geldi. Sonrasında iman tahtasının kesilmesini gerektirebilecek bir durum olduğu için göğüs cerrahlarına da danıştık. Gerekirse ameliyata girebilecekleri halde organize olduk. Kan hazırlığımızı da yaparak hastamızı ameliyata aldık. İman tahtasının açılmasına gerek kalmadı. Olağan kesi yerinden tüm tiroit çıkarıldı. Kanama, ses kısıklığı gibi bir problem yaşamadık. 3. günde problemsiz taburcu ettik. Yara yerlerinde de bir problemimiz yok. Şu an tiroit hormon düzeylerinin düzelmesini ve patoloji sonucunu bekliyoruz.”
Bodur, tiroit ameliyatlarının genellikle kanser şüphesiyle yapıldığına işaret ederek şunları kaydetti:
“Kanserleri, yaklaşık yüzde 5’i dışında iyi seyrediyor. Tedavilerle hasta yaşamına normal devam edebiliyor ama bunları hafife almamak gerekiyor. Çünkü her geçen zaman ameliyat daha güç hale geliyor ve bazen nadir durumlarda daha iyi seyreden kanser türleri daha kötü seyreden kanser türlerine dönüşebiliyor. Büyümeye devam ediyor, nefes alıp vermeyi zorlaştırıyorsa ameliyatı her geçen süre daha zor hale getiriyor. Ondan dolayı kontrolleri yapılırsa, biyopsi gerekliliğinde biyopsi, ameliyat gerekliliğinde ameliyatlar yapılarak hastalar büyük başarı oranıyla tedavi oluyorlar.”